NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
114 - (2462) حدثنا
إسحاق بن
إبراهيم
الحنظلي.
أخبرنا عبدة
بن سليمان.
حدثنا الأعمش
عن شقيق، عن
عبدالله؛ أنه
قال:
{ومن
يغلل يأت بما
غل يوم
القيامة} [3 /آل
عمران/ 161]. ثم
قال: على
قراءة من
تأمروني أن
أقرأ؟ فلقد قرأت
على رسول الله
صلى الله عليه
وسلم بضعا
وسبعين سورة.
ولقد علم
أصحاب رسول
الله صلى الله
عليه وسلم أني
أعلمهم بكتاب
الله. ولو
أعلم أن أحدا
أعلم مني
لرحلت إليه.
قال شقيق:
فجلست في حلق
أصحاب محمد
صلى الله عليه
وسلم. فما
سمعت أحدا يرد
ذلك عليه، ولا
يعيبه.
[ش
(ومن يغلل يأت
بما غل) فيه
محذوف. وهو
مختصر مما جاء
في غير هذه
الرواية.
معناه أن ابن
مسعود كان
مصحفه يخالف
مصحف الجمهور.
وكانت مصاحف
أصحابه كمصحفه.
فأنكر عليه
الناس وأمروه
بترك مصحفه
وبموافقة
مصحف الجمهور.
وطلبوا أن
يحرقوه كما
فعلوا بغيره.
فامتنع. وقال
لأصحابه: غلوا
مصاحفكم. أي
اكتموها. ومن
يغلل يأت بما
غل يوم القيامة.
يعني فإذا
غللتموها
جئتم بها يوم
القيامة،
وكفى لكم بذلك
شرفا. ثم قال
على سبيل الإنكار:
ومن هو الذي
تأمرونني أن
آخذ بقراءته وأترك
مصحفي الذي
أخذته من في
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم. (حلق)
بفتح الحاء
واللام. ويقال
بكسر الحاء
وفتح اللام.
وقال الحربي: بفتح
الحاء وإسكان
اللام. وهو
جمع حلقة كتمر
وتمرة].
{114}
Bize İshâk b. İbrahim
El-Hanzali rivayet etti. (Dediki): Bize Abde b. Süleyman haber verdi. (Dediki):
Bize A'meş, Şekik'den, o da Abdullah'dan naklen, rivayet ettiki: Abdullah şöyle
demiş :
«Her kim bir şeyi
gizlerse, kıyamet gününde gizlediği şeyle gelir.» [Al-i İmran 161] Sonra şunları söylemiş :
— Bana kimin kıraati üzere
okumamı emredersiniz. Gerçekten ben Resûlullah {Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e
yetmiş küsur sûre okumuşumdur. Ve gerçekten Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'in ashabı bilirler ki ben Allah'ın kitabını onların en iyi bileniyim.
Kendimden daha iyi bilen birini bilsem mutlaka ona giderdim.
Şekik demiş ki: Sonra
ben Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ashabının halkalarında oturdum.
Ama bunu ona reddeden ve kendisini
ayıplayan birini işitmedim.
İzah:
Bu hadisi Buhâri ile
Nesâi «Fedâilü'l-Kur'an» bahsinde tahric etmişlerdir.
Hadisin buradaki
rivayeti muhtasardır. İbni Mes'ud (Radiyallahu anh)'ın: «Bana kimin kıraati
üzere okumamı emredersiniz?» sözünden itibaren hazfler yapılmıştır. Hadisin
mânâsı şudur :
Hz. Abdullah İbni
Mes'ud'un Mushaf-ı Cumhurun mushafana uymuyordu. Arkadaşlarının mushafları da
onun mushafı gibiydi. Halk bunu kabul etmediler. Ve İbni Mes'ud'a kendi
mushafım terkedip cumhurun mushafına uymasını emrettiler. Hattâ yakmak için
mushafını istediler. Bunu başkalarına da yapmışlardı. İbni Mes'ud razı olmadı.
Ve arkadaşlarına: «Mushaflarımzı gizleyin. Her kim gizlerse kıyamet gününde
gizlediği şeyle gelir. Yâni; siz mushaflarımzı gizlerseniz, kıyamet gününde
onlarla gelirsiniz. Bu şeref de size yeter.» dedi. Sonra red ve inkâr yoluyla:
«Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ağzından aldığım mushafımı bırakıp
da kimin kıraatini almamı emrediyorsunuz.» dedi.